You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Hekimsen; Tüm ülkede iş bırakma eylemi kararı aldı

Hekimsen; Tüm ülkede iş bırakma eylemi kararı aldı

Genel müdür
Hekimsen; Tüm ülkede iş bırakma eylemi kararı aldı
Merhaba arkadaşlar, bu konuda hekimlerin aldığı eylem kararından bahsetmek ve Hekimsen hakkında yazmak için açtım.

Bilindiği üzere sağlık çalışanları arasında bir hemşireye bir hekime bir paramediklere ayrı ayrı iyileştirmeler konuşuluyor, yapılıyor vesaire. 

Ama sanki hep birbirimizin cebinden alıp gene bazı birimlere veriliyormuş gibi oluyor. Bu konuda hemfikir olmak gerekiyor artık.

Kendilerinin seslerini daha iyi duyurmak adına hekimler Hekimsen çatısı altında olmaya başladılar zaten sağlık sen gibi sendikalar pek hekimlerin haklarını savunuyor gibi gelmiyor bana da.....


Şimdi kısaca Hekimsen den bahsedelim;

HEKİMSEN

Hekimsen hareketi 8 Ağustos 2018 tarihinde bir sosyal iletişim ağı üzerinde ‘Hekim Sen’ adıyla kurulmuştur. Daha sonra grubumuzun ismi ‘Hekimsen Hekim Dayanışma ve Yardımlaşma Platformu’ olarak güncellendi.
Maksadımız hekimleri sendikal bir oluşuma hazırlamaktı zira özellikle hekimlerin hakları artık kimse tarafından korunmuyordu. Bunu yapmayan sendikalar ise hekimlerin haklarını alamamaları durumunda diğer sağlık çalışanlarının da haklarını alamayacağını maalesef öngöremediler.
Hekimsen grubu kurulduktan bir süre sonra aynı kanıda hekimler bir araya gelmeye başladı, birçok hekim arkadaşımız aktif olamasalar da grubu desteklediler. Uzun bir organizasyon sürecinden sonra tüzüğümüzü hazırladık ve çeşitli platformlarda duyurduk. İlk Merkez Teşkilatımız bu şekilde şekillenmiş oldu. 11 ilden ve birbirinin yüzünü hiç görmemiş 13 hekim merkez teşkilatı kurdular. Bu durum camiamız adına deontoloji ve ortak müşterekler çerçevesinde harekete örnek olmuş gurur verici bir başarıdır.

Sendikal faaliyete girme nedenimiz, sahanın gerçek sesi olarak hekimlerin faaliyete girmelerinin zaruretini görmemizdi.
Amacımız yıllara sarihan değersizleştirilen, başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının saygınlığını yeniden kazandırmak, kaybedilmiş veya hiç verilmemiş özlük haklarımızı edinmek, sağlık politikalarında sağlık çalışanının sesi olmak, sağlık çalışanlarının güvenliği için gerekli yasal düzenlemeleri ve onların beklentilerini karşılayacak uygulamaları hayata geçirmek, sağlık profesyonelinin her türlü mesleki gelişimini desteklemek, hekim-sağlık çalışanı-hasta ilişkisini en verimli, huzurlu ve güvenilir hale getirmektir. Biz kısaca hekim ve tüm diğer sağlık çalışanlarının mesleklerinin icrasında verimli, mutlu hatta gururlu olmasını istiyoruz.
Binlerce yıllık Tıp geleneğinin siyasi politikalarla bozulmasını istemiyoruz. Hekimlerin bu yanlış uygulama ve politikalarla hasta arasında sıkıştırılmamasını ve tıbbi olmayan bu politikalara adeta bekçilik yaptırılırken güvenliği sağlanmadan baskı altına alınmasının önüne geçmek istiyoruz.
Hekimin, tıp fakültesi eğitiminden emekliliğine kadar tıbbi etik ve deontoloji çerçevesinde en verimli haliyle hizmet vermesini, hekim ve sağlık çalışanlarının hayatlarının hiçbir döneminde muhtaç hale düşmemesini, verdikleri bu büyük hizmetin onuruyla yaşamlarını sürdürmelerini istiyoruz. Bu ve bunun gibi bütün amaç ve hedeflerimizi, söylemlerimizde ve faaliyetlerimizde bulacaksınız.

Bizler sahada çalışan hekimlerin içinde, onların bir parçasıyız ve onları en iyi anlayanlar olduğumuzu düşünüyoruz. Mutsuz bir toplulukta mutlu bir azınlık olmayı beklemiyoruz. Hedefimiz tüm sağlık çalışanlarımızın ve insanımızın mutluluğudur.





Aldıkları eylem kararı devam ediyor ve basın açıklamalarına yer verelim;


Alıntı:Tüm Ülkemizde İş Bırakma Eylemimiz Devam Ediyor
HEKİMSEN SENDİKASI BASIN AÇIKLAMASI

Ardı arkası kesilmeyen yanlış sağlık politikaları neticesinde sağlık sistemimiz işlemez hale gelmiş; bu yanlışların ağır bedelleri ise en fazla hekimlerin sırtına yüklenmiş, adeta tüm sağlık sisteminin eksiklikleri hekimler üzerinden tamamlanmaya çalışılmıştır. Tarihin hiçbir döneminde Hekimler bu kadar değersizleştirilmemiştir. Aşağıda hekimlerin hak kayıplarından ve çözüm olarak yapılması gerekenleri özet olarak tekrar belirttik.

1) Hekimlerin ek göstergesi 10800 olarak esas alınmalıdır. En düşük taban hekim maaşı ise emekliliğe yansıyacak şekilde en az, en çok alan sağlık çalışanının 3 katı, asgari ücrete görede en az 6 kat olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

2) “Malpraktis Kanunu” hekimleri ve hasta haklarını temsil eden bürokrasinin konsensüsü ile ve sendikamızın da katkılarıyla hazırlanmalıdır.

3) Sicil Amirleri Yönetmeliği, Hasta Hakları Yönetmeliği, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği ve en son çıkan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği hekimlerin temsilcileri ile görüşülerek yeniden düzenlenmelidir.

4) Hastanelere ödenen SUT fiyatları geçen 12 yılda sadece % 20 artırılmıştır. Bunun sonucu olarak da hekimler artık ek ödeme alamaz duruma düşürülmüştür. Ek ödemelerde hekim dışı personelin sabit gelirleri toplu sözleşmede verilen %20 zam dışında ek gösterge katsayıları %25 arttırılarak toplamda yaklaşık %25 zamma tekabül edecek şekilde hekim dışı personellerin gelirlerinde iyileştirme yapılmıştır. Ek Gösterge oranları yine hekim temsilcileri ile bir konsensüs oluşturularak düzenlenmelidir.

5) Uzman hekimlerin (hastanelere gelir kazandırmalarına rağmen) kendilerine puan olarak yazılmayan girişim, görüntüleme, değerlendirme vb. tüm uygulamalar puanlarına eklenmelidir. Ameliyat gibi girişim onamları, ayrıca  tüm hastalardan olmak üzere her muayene ve reçete için alınacak onamlar internet ve telefon uygulamaları ile yapılmalı, hekimler angarya yükümlülükler altına sokulmamalıdır.

6) Aile hekimliğinde cari giderler 2018 yılından beri % 250 kadar artmış ancak bu sürede cari giderlerine sadece % 50 zam yapılmıştır. Bu kabul edilemez bir durumdur.  Bunun gibi sayılamayacak kadar yanlış uygulamadan muzdarip aile hekimlerinin talepleri, aile hekimleri temsilcileri ile yapılacak karşılıklı toplantılar ile sürdürülmeli ve haklı hiçbir talepleri geri çevrilmemelidir. AHBS sistemlerinden tıbbi uygulamalara kadar her ihtiyaçları ergonomik ve ideal hale getirilmelidir.

7) Tüm Sağlık ve Rapor uygulamaları mevzuatı hekimlerin temsilcilerinin organizasyonu ile düzenlenmelidir. Hasta görmeden ve kendi kanaatimiz oluşmadan Sağlık Bakanlığı kurulları tarafından takdir edilen raporlar (COVID-19 raporları gibi) otomatik olarak e-devlet’e işlenmeli, hekimler gereksiz bürokrasiden kurtarılmalıdır.

8) COVID-19 gibi salgınlar nedeniyle vefat eden hekimler ve sağlık çalışanları görev şehidi sayılmalıdır.

9) Cumhurbaşkanımız pandemi devam ederken genelge yayınlamış: ‘Esnek mesaide olan personelimizin özlük hakları korunacaktır’ demiştir. Ancak esnek mesai yapan hekimlerimiz nöbet tutmasına rağmen nöbet ücretlerini alamamıştır. Hekimler COVID19 testi pozitif çıkmadan rapor bile kullanamamış, hatta çoğu zaman hasta halde çalıştırılmıştır. Hasta olup rapor kullanan aile hekimlerinin ise ücretleri kesilmiştir. SGK’nın tüm yanlış uygulamaları ve Sağlık Bakanlığı’nın yazılımlarının hata ve eksiklikleri hekimlerin kontrolü ve denetimi sonucunda yaptıkları geri bildirimler ile düzenlenmelidir. Sabim ve Cimer’in hekimler üzerindeki baskısı kaldırılmalıdır. Ciddi bir araştırma ve bilirkişi analizi yapılmadan, herhangi bir malpraktis içermeyen şikayetler için hiçbir hekim savunmalarla rahatsız edilmemelidir. Bu uygulama ayrıca hekimlere karşı cebir ve şiddeti azaltmak niyetiyle kurulmuş olsa bile; aksine hekimlere karşı sözlü ve/veya fiziki şiddet katlanarak artmıştır. Neticede hekimleri değersizleştirmiştir.

Yukarıda bahsedilen yanlışlar ve daha önceki basın açıklamalarımızda da izah ettiğimiz tüm yanlış uygulamalar kaldırılmalı; hekimlerin çoğu kez maruz kaldığı mobbing gibi tüm kabul edilemez tutumlar son bulmalıdır.

10) Asistanlara nöbet ertesi izin verilmelidir. Nöbet ertesi olan personel gerekirse evine bırakılmalıdır. Nöbet ertesi izin kullanan hiçbir hekimin maaşında kesintiye gidilmemelidir. Nöbet ücretleri tüm hekimler ve sağlık çalışanları için gündüz saatlik mesai ücretinin en az iki katı olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Hekimler icap nöbetlerinde bir kez de olsa icaba riayet ederse tam nöbet ücreti almalıdır. Nöbet ücretleri hesaplanırken tavan saat sınırı olmamalıdır. Çalışan kaç gün nöbet tuttu ise bunun karşılığı eksiksiz olarak hak edişine yazılmalıdır.

11) Diş Hekimlerimizin ise yukarıdaki ortak sorunlarımıza ek olarak ivedilikle çözülmeyi bekleyen 4 adet daha sorunları mevcuttur.

a) Performans sistemi halihazırda uygulanan şekliyle ciddi sorunlar içermektedir. Diş hekimleri çalıştıkları hastanelerin sahibi veya ortağı değildir. Hastane giderlerinden etkilenmeyen, yılın her ayında değişmeyen, bireysel gayretlerin sistem havuzunda erimediği adil ve net bir ödeme sistemine  geçilmelidir. Uygulanan tüm tedavi, protez ve takiplerinin sağlıklı, kaliteli, kullanışlı olabilmesi; “sağlık” gibi ulvi bir hizmetin, zaman ve imkan kısıtlamalarından bağımsız olarak verilebilmesi; bir personelin hak edişinin, diğer personele bağlı olmaması gerekmektedir. Kısaca doğru ve gerçekçi diş hekimliği uygulamaları için “Performans Sistemi “nin ivedilikle kaldırılması veya mesleğimizin gerçek ve gerekliliklerine uygun şekilde revize edilmesi gerekmektedir.

Hastanelerde uygulanan performans sistemi diş hekimliği hizmeti için uygun değildir. Bu sistemin diş sağlığı hizmeti verilmesi konusundaki sorunları azaltmaya-çözmeye hizmet etmediği, meslektaşlarımızın çoğunun kanaatidir. Sözün özü, performans sistemi meslektaşlarımız tarafından en azından şu anki hali ile kabul edilebilir olarak görülmemektedir.

b) Hasta mahremiyeti, anksiyete, bulaş riski gibi mücbir sebeplerle hekimlere tek ünitelik, tam izole ve sabit odalar tanzim edilmeli ve mesleğimizin icrasının bir gereği olan “dört el kuralı” ile çalışabilmek adına gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca mesleğimize ve mesleğine hakim “ağız diş sağlığı teknikerleri” muhakkak istihdam edilmelidir.

c) İl sağlık müdürlüklerinin belirleyeceği şartname ve fiyat çerçevesinde, mesleğimizin ağırlıkla el becerisi ve sanata dayalı olduğu da düşünülerek, iş yüklenici protez laboratuvarlarıyla bireysel olarak anlaşabilmemizin önü açılmalıdır. Diş hekimlerinin kullandığı tıbbi malzeme tayininde malzemeyi kullanan diş hekimine inisiyatif verecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle ihale yolu ile diş protez laboratuvar hizmeti alımında yeniden düzenlemeler yapılmalıdır.

d) Hekim arkadaşlarımızın kurumlara dağılımı, nüfus oranına göre yapılmalıdır; gereğinde yeni alım gerçekleştirilmelidir. Meslektaşlarımız aşırı hasta yoğunluğundan, hastalara gerekli dikkati ve özeni göstererek mesleklerini icra edememektedir.

12) Sağlıkta Şiddet başlı başına ciddi bir sorunumuzdur. Sağlıkta şiddet yasası mahkemeler tarafından görmezden gelinmekte, verilen beyaz kod, hemen hemen sadece hekime şiddet uygulayanlarla uzlaşmakla sonuçlandırılmaya çalışılmaktadır. Talep ettiğimiz hiçbir önlem uygulanmamakta, bunun sonucu olarak hergün ortalama 40 adet sağlıkta şiddet olayı yaşanmaktadır. Sağlıkta şiddetin asıl nedeni; hekimlerin değersizleştirilmesidir. Sağlıkta şiddeti engellemek ise ancak caydırıcı ceza ve önlemlerle mümkün olabilir. Aşağıda Sağlık Bakanlığı yetkililerine defalarca iletilmiş taleplerimizin bir kısmı derlenmiştir;

a) Darp suçu işlemiş kişi akabinde göz altına alınmalıdır.

b) Savcılık tarafından yapılan araştırmada 2 yıl ve üstünde hapis cezası ile cezalandırılacak fiili işlemiş suçlu tutuklu yargılanmalıdır.

c) Yine 2 yıl ve üstünde cezası onanmış kişinin cezası ertelenmemelidir. Hapis cezası para cezasına çevrilmemelidir.

d) Bu tür suçlarda Sağlık Bakanlığı mağdur adına muhatap olmalı, avukatlık hizmeti vermeli, davayı üstlenmelidir. Ayrıca davalar kamu davası olarak takip edilmelidir.

e) Dava süresince sağlık çalışanlarının mahkemelerde yalnız bırakılıp suçlu ve/veya yakınlarınca taciz edilmelerinin, şikayetlerinden vazgeçirilmeye çalışmalarının önüne geçilmelidir. Örneğin; hekim veya sağlık çalışanı ile suçlu farklı zamanda ifade için çağrılmalı, hekim veya sağlık çalışanına mahkeme içinde ve gidiş geliş yolunda güvenlik ve Sağlık Bakanlığı avukatlarının refakat etmesi sağlanmalı, sağlık çalışanlarının suçlu ile yüz yüze getirilmemesine özen gösterilmelidir. Hekim veya sağlık çalışanı şikayetinden vazgeçse dahi dava kamu davası olarak sürdürülmelidir.

f) Bununla birlikte ceza alan kişinin sağlık ihtiyaçlarında yapılacak uygulama planlanmalıdır. Daha önce böyle bir eylem gerçekleştirmiş kişi (belirli bir süre için) yakınını dahi şiddet uyguladığı hastaneye getirse tespit edilmeli [kamera ile yüz tanıma veya daha önceki olaylardan dolayıçalışanlar(güvenlik görevlileri vb.) tarafından tanınması durumu gibi] ve yalnızca güvenlik nezaretinde veya yakın takiple hastasını takip edebilmelidir.

g) Tamamı olmasa da rasyonel seçilmiş güvenlik görevlilerinde silah olarak tabanca da bulunmalıdır. Güvenlik personeli asgari olarak Watozz gibi elektromanyetik silahları bulundurmalıdır. İsteyen hekim ve sağlık çalışanına da bu silah verilmeli; ayrıca bu tür silahlar sağlık çalışanları için vergiden muaf tutulmalıdır.

h) Emniyet teşkilatı da hastanelerde 24 saat bulunarak güvenlik hizmetini sağlamalıdır. Kurum temsilcisi talebi durumunda emniyet teşkilatı güvenlik görevlilerini koordine etme yetkisine sahip olmalı veya yetkilice vazifelendirilebilmelidir.

ı) Hapis cezası almış ve süresini tamamlamış veya hapis cezası almış ancak cezaevinde yatmamış (2 yıl altında vb.) kişiler en az aldıkları süre kadar, çok acil durumlar dışında (kırmızı-sarı triyaj), açık cezaevlerinin sağlık sunucusundan hizmet almalı veya bunun için büyük hastanelerde bulunan mahkûm odası ve polikliniği kullanılmalıdır. Acil durumlarda dahi güvenlik denetiminde sağlık hizmeti sunulmalıdır.

i) Tüm Hastanelerin bütün girişlerinde X-Ray cihazı gibi yöntemlerle delici-kesici alet, ateşli silah taraması yapılmalı ve kanunen hastanelere silahla girişler tamamen yasaklanmalıdır.

j) Silah sokmaya çalışan kişi hakkında cezai işlem yapılmalıdır. Hastaneye kasıtlı olarak silah, delici-kesici alet sokmaya çalıştığı tespit edilenler veya kasıtlı olduğundan çalışanlarca ciddi şüphelenilenler (en az 3 kişinin bu kanıda ifade vermesi durumunda) gözaltına alınmalı, adli makamlarca mahkemeye sevki sağlanmalıdır.

k) İfade verenlerin ise ifadelerini gizli olarak verebilmesi sağlanmalıdır.

l) Hekimlere silah taşıma ruhsatı vergisiz verilmelidir.

m) Sağlık Bakanlığı, gerekirse DMO veya diğer resmi veya yarı resmi şirketlere çelik yelek veya doktor önlüğü şeklinde kumaş çelik yelek ürettirerek bu ürünleri giymek isteyen hekimlere destek olmalıdır.

n) Polikliniklerden verilebilecek gizli yardım çağrısı (panik butonu) uygulaması en geç 10 saniye içinde güvenlik görevlileri tarafından cevaplanmalıdır.

13) Aile Hekimlerinin ehliyet ruhsatı için verdikleri raporlarda uzman doktora hasta sevk edildiğinde, devlet hastanelerinde sunulan poliklinik hizmetinin SGK kapsamında ödemesi varsa ücret talep etmemeleri, yoksa SGK'nın standart olarak poliklinik ücretine verdiği ücret kadar talep etmelerinin sağlanması bu konudaki tartışmaları azaltacaktır. Zira raporu Aile Hekimince sağlanmış hastaya branş başına 100 TL gibi bir fark talep edilmektedir.

14) Acil servislerde çeşitli düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Hastanın yanında acil servise ve muayene odasına 1 (bir) refakatçiden fazla alınmamalıdır. Hassas durumlarda (gebelik eylemi, kalp krizi,beyin kanaması vb.) hastaların bekletilmeden sağlık hizmetine ulaşabilmeleri için gerekli düzenlemeler sağlanmalı ve her hastanede mutlak triyaj sistemine geçilerek, triyajın doğru bir şekilde işlemesi sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlayacak yapılanmaların yeterli güvenlik organizasyonlarıyla sağlanması gerekmektedir.
Hastanelerin yoğunluğunu azaltmak için Aile Hekimliği uygulaması geliştirilmelidir. Örneğin; raporlu hastaların durumları kontrol altında ve stabil ise; ilaçlarına veya tıbbi sarflarına, direkt eczanelerden el okuma yöntemleri vb. kontrol edilerek, aile hekimine yazdırmaya gerek kalmaksızın ulaşması sağlanmalıdır. Aile hekimliğindeki tüm girişimlerin (sütür atma, sünnet, küçük cerrahi işlemler, ria takma-çıkarma, günübirlik yatış vb.) gerekli denetiminin sağlanması ile hastanelere faturalanır gibi ayrıca ücretlendirilmesi sağlanmalıdır.

15) Herhangi bir hastaneden (özel hastane, üniversite hastanelerinden alınanlar dahil) alınmış raporlar (özellikle psikiyatrik raporlar) veya kendisine verilmemiş raporlar (herhangi bir hekim ehliyet sağlık raporu vb. vermemişse) veya hekim-sağlık çalışanına karşı fiili ve/veya sözlü saldırı suçu işlemiş hasta veya hasta yakını ile ilgili bilgi; SGK sisteminden, talep eden doktora verilmelidir. Hatta hasta ile alakalı bilgi uyarı şeklinde hekimin bilgisayar sistemine düşmelidir.

16) Hastanelerde hekimlere ve sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarda, idarecilerin gösterdikleri hatalı ve eksik uygulamaların (hekimleri ve sağlık çalışanını koruyamayacak eksik uygulama, düzen-organizasyon hatası yapan veya hastanede şiddeti önlemeye yönelik kolaylıklar getiren uygulamaları yapamamış ve gerginliğe sebep olmuş idareciler gibi) özellikle fiili ve/veya sözlü saldırı yaşandığı durumlarda (bakanlıkça araştırma yapılması sonrası) idarecilerin dönem karnelerinde puan kaybına neden olması sağlanmalıdır. Bu durumda döner sermayeden yapılacak yüzde kesintinin idarecilerin maaşından kesilmesi katı bir şekilde sağlanmalı ve uygulanmalıdır.

17) Basın ve yayın organlarının hekimler, sağlık çalışanları ve hastaneler hakkında yaptığı gerçeği yansıtmayan haberlerin, Sağlık Bakanlığı tarafından tekzibi ve haberin doğru halinin aynı şartlar ve yeterli sürede yayınlanması, bu haberlerden dolayı sağlık çalışanlarının maddi-manevi zararına sebep olanlar için tazminat davalarının açılması ve müdahil olan sağlık çalışanlarına tazminat haklarının verilmesi, haberi yapılan olayın basın ve yayın organları tarafından takip edilip adli sonucunun da duyurulmasının ayrıca kanunen yükümlü tutulması,
kamu spotları, hatta hekimlerin ve sağlık çalışanının durumunu anlatan kısa filmlerle halkın aydınlatılması sağlanmalıdır.

18) Hekimlere, acilde sorunlu hasta ve/veya hasta yakını yönetimi, sorunlu hasta ve/veya hasta yakını ile iletişim teknikleri, Sağlık ve Ceza Hukuku bilgisi Tıp Fakültesi müfredatına eklenmeli veya mezuniyetleri sonrasında verilmelidir. (hekimlere ve sağlık çalışanına iletişim eğitimiyle ilgili eklenmesi gereken bir diğer husus ise; bu eğitimlerde, hekimin hizmet sunarken aşağılanmasının, hafife alınmasının da engellenmesi gerekmektedir. Zira hekim kişiye göre de diyalog üretmektedir. Hekimin kendisini her açıdan tıbben tam izah edemeyeceğini; tıbbi standartları ifade ederken yalvarır ve alttan alır tarzda iletişim eğitiminin onun mesleğini icra etmesinde de mahsur teşkil edeceğini; hekimin, hekimlik sanatını icra ederken kendine güveninin zedelendiği duruma düşürülmemesi gerektiğini de belirtmek isteriz. İlmin, ihsan etmenin, makamın izzeti vardır. Tevazu ile zillet maalesef karıştırılmaktadır.
İcra makamı olan Hükümet ve Sağlık Bakanlığının hekimlerle ilgili tasarruflarında hekimlerle de istişare etmesi, hekimlik sanatının layıkıyla yerine getirilebilmesi açısından elzemdir.)

19) ALO 184, BİMER, CİMER gibi halkın şikayetlerinin dinlendiği ve sistemi düzenleyici önlemlerin alındığı yapılanmalarda sorumluların, hekimlerle ilgili şikayetlerin yeterli analizini yapmadan hekimleri taciz etmemeleri sağlanmalıdır. Bu birimlerde çalışan sorumluların hastane işleyişini çok iyi bilen, art niyetsiz insanlardan seçilmesi ve uygulamalarının takip edilerek gerekirse istedikleri mantık dışı bilgiler nedeniyle liyakatlarının sorgulanması gerekmektedir(bu yönetici geri bildirimi ile de sağlanabilir). Örneğin; kısa aralıklarla 140 hasta bakmış bir hekim hakkında, hem “bana bakmadı” hem de “çok döner sermaye almak istediği için gereksiz çok hasta bakıyor” diye iki farklı hastadan iki ayrı şikâyet olabiliyor ve bu şikayetler için hekimden iki ayrı savunma talep ediliyor. Hekim gereksiz bir şekilde meşgul ediliyor.

20) Sağlık Bakanlığı diğer ülkelerdeki hekime ve sağlık çalışanına yönelik şiddeti araştırıp, o ülkelerin bu konudaki politikalarını da incelemelidir.

21) Yönetici ve idareciler özenle ve hassas seçilmelidir (bu konu oldukça hassas ve özel diyaloğu gerektiriyor. Bakanlığımızın ifade etmek istediğimiz yanlışlara vakıf olduğunu ümit ediyoruz).
Hükümet ve tüm siyasetçiler hekimleri ve sağlık çalışanını destekleyen basın yayın açıklamaları yapmalıdır.





Şimdi de basında yer alan bazı başlıklara yer verelim;

Kars’ta doktorların iş bırakma eylemi vatandaşları mağdur ettiKars Harakani Devlet Hastanesi’nde görev yapan doktorların bir günlük iş bırakma eylemi hastaneye tedavi için gelen vatandaşları mağdur etti. Kaynak: Kars’ta doktorların iş bırakma eylemi vatandaşları mağdur etti

[Resim: n4l3ipm.png]


Hekimler hakkını arıyor bir şekilde, hakları da var, haklılarda ancak haber başlığı böyle atılmış.


[Resim: smytjud.png]


Bu haberde de Hekimler geçim sıkıntısı için toplandı derken gene bir olayı dalgaya getirme çabası bence var


[Resim: dc371ps.png]



Bu haber başlığı ile zirveyi yapıyorum, ben bu hekim düşmanlığını pek anlamıyorum..

Hepimize yüzlerce hekim gerekli olmuştur, oluyordur veya olacaktır. Ben hekimleri haklı buluyorum. Elimden bu geliyor paylaşmak istedim...
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren MediFORUM - Türkiye'nin sağlık forumu sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.