You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Sağlıkçıyı alkışlamak

Sağlıkçıyı alkışlamak

Hemşire
Sağlıkçıyı alkışlamak
[Resim: images?q=tbn%3AANd9GcRN4Cu0dmkqdT_-0dOfU...jmyAKpw2qP]

Geçen nöbetin birinde, bi abla 11 yaşında kardeşini getirmiş.

Buraların yabancısı imiş. İstanbullardan falan gelmiş.
Çocuğun pek de acil olmayan şikayeti için 112 ekiplerine haber vermişler ve merkeze 40 km olan köyünden hastanemize getirilmişler.
Biz de tetkik olarak tomografi gerektiği için tekrar ambulansa bindirerek ana hastanemize gönderdik.
Sonra tekrar bize geldiğinde, gerekli uzmanlarla da görüşerek tedavisini düzenleyip reçetesini yazarak, taburculuğunu planladık.

Fakat abla bizden, evine geri gitmek için araç talep etti. Böyle bir şey, mevcut şartlarda mümkün değildi.
Kendisi, dış görünüş olarak orta seviyeli bir vatandaş izlenimi veriyor. 11 yaşındaki hastanın kolundaki saat falan, maddî olarak orta düzeyden aşağı olmayan bir aile tablosu çiziyor gözümde.
Ama kendi araçları yok. Taksi de kiralayamıyorlar.
Hastanelerin, enfeksiyon açısından riskine gayet vâkıflar.
Ama ambulans ya da evde bakım aracı talep ediyorlar, evlerine geri gitmek için.
Gecenin bir körü nasıl gideceğini, herhangi birisinin arabasına bile binebileceğini falan söylüyor abla.

Normalde, yatalak hastaları, taksiye dahi binemeyip sedye veya oksijen ihtiyacı olan hastaları, 112 aracılığıyla ambulansla evlerine bırakma-bıraktırma yetkimiz var.

Ama bu abla ve bu kocaman çocuk için ambulans verirsem, Allah beni taş etmese de, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını ben veremem abi.

Yatalak ve sedyeyle gitmesi gereken hastalara 112 ambulansı verildiğini söyleyince, abla ses tonunu değiştirdi.
Yani bize yardımcı olmayacak mısınız dedi.
İsterseniz taksi çağıralım dedim.
40 kilometre yol için, İstanbul'dan geldiğim fiyat kadar para mı vericem ben taksiye dedi.
Sinirlendim.
Cebimden arabamın anahtarını çıkarıp, "al abla, istersen benim arabamla git" dedim anahtarı ona doğru uzatarak.
Araba sürmeyi bilmiyorum dedi. Ciddi idi, bunu derken.
Pişkinlik burda sınırlı kalmadı.
112 ambulans verilebileceğini söylemişti bana, dedi. Yatalak hastalara veya doktorun zaruri gördüğü durumlara ambulans verildiğini anlamamış.
İkisi de sağlam, ayakta ve tamamen tıbbî gereklilik harici bir olay için, orta maddî durumu olan biri, benden tıp dışı bir yardım talep ediyordu. İçimden hayli sinirleniyordum. Ama belli etmiyordum.
İstanbul'da olan Alo153 hattının burda işleyip işlemediğini bana sordu.
Bilmiyorum dedim.

Abla, belli bir noktaya kadar doldu ki, içindeki biriktirdiğini gözleri nemlenerek boşalttı:
Biz sizin için onca şey yapıyoruz, bize yardımcı olamıyor musunuz, sizleri alkışlıyoruz biz, burda mağdurum ben, boşuna mı alkışladım sizi!!!?

Ömer Seyfettin'in DİYET hikayesini bilirsiniz.

Kesecek bir kolum olsaydı ortada, "al ulan diyetini bir daha da alkışlama bizi!" diyebilirdim.

Demedim.

Çözüm bâbında yapacağım bir şey vardı. Hastanede kalmaları, nöbetim bitince arabamla onları köylerine bırakmam. Ama bunu yapmadım tabi ki. Söylemedim de.

Sağlıkçıları alkışladığı için, endikasyon dışı ambulansı hak ettiğini düşünen bir kişi.
Gariban olsa, ihtiyaç sahibi olsa, cebine parası konularak bile yardımcı olunur.

Ama bu..bu. bu insanı keriz yerine koymak.

Al, alkışın senin olsun!

Duanla yaşamadık ki, bedduanla ölelim abla!



Alıntı ( dr. Miş. )
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren MediFORUM - Türkiye'nin sağlık forumu sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.