Liseyi Kocaeli de sağlık meslek lisesinde okudum. Okul dönemi dışında üç ve dördüncü sınıfta sanırım yaklaşık iki ay süren yaz stajlarımız vardı. Ve ben yaşadığım il olan Yalova da özel bir hastanede staja başladım. İki hafta sonrasıydı hiç planda olmadan Bursa ya gitmem gerekti. Ve stajımı Bursa nın en büyük Hastanesi'ne (YİEA) aldırdım. Nöroloji servisinde staja başladım. Oldukça yoğun bir klinikti. Her gün tüm hastaların damaryolu kontrolünü yapıp üçüncü günü gelen damaryollarını değiştirir vital bulgulara kan şekerine bakar gerekli beslenme ,bakımlarına destek olur aile yakınlarına bakımla ilgili bilgi verir kısacası aktif çalışır ,hastalarımla ilgilenirdim.
Böyle bir klinikte İlk günlerimdi, geceden açılamayan damar yolunu hemşireler birbirine sabah devretmişler. Hadi birlikte bakalım diye hemşire beni o odaya götürecekti ki 'ben onu açtım az önce 'dedim. Çok şaşırmışlardı. O günden sonra da kan alma damar yolu açma ve bakım işlerini güvenerek bana bırakmışlardı..
Ve ben ilk CPR ı bu klinikte yapmıştım...
Anının içinde anı olsun bunu da anlatayım. Yaşım henüz 16 ve ben bir servis odasında yaşlı bir amcaya müdahale eden hemşireleri adrenalin verilmesini entübasyonu korku dolu gözlerle izledim. Yaklaşık yarım saat kırkbeş dakika sonrasında doktor benimde
sirkülasyona katılmak isteyip istemediğimi sordu ben de ilk kalp masajımı bu şekilde yapmış oldum. Geri dönüşü olmayacağını bildiği için bana yaptırmış olmalı ki 'Artık bırak geri dönmeyecek' dedi ancak benim ilk CPR yapışım olduğu için geri dönmesini istiyordum. Ne yazık ki istediğim gibi olmadı. Endotrakeal tüpü çıkarmak için yanına gittim bu sırada hastanın gözünün açık olduğunu farkettim. Film sahnelerinden bildiğim kadarıyla gözü açık gitmiş diye düşünüp gözünü kapatmış bulundum bu sırada da içimden dualar okuyordum. Birden gözü tekrar açılmıştı. Korku içinde 'yaşıyor' dedim. Hemşireler ve doktor pupiller reflekse baktılar. Fix dilate. EKG yok. 45 dakika süren müdahaleye yanıt yok. Rigor mortis( ölüm sertliği),morarma gelişmiş bile. Ancak gözünü kapatınca sürekli açıyor. Refleks hareketler devam edebilir adrenalin etkisi olabilir dediler. Yine de bir süre başında kontrolleri yaptık. Ve sonra ilk kez hastanın yakınlarının ölüm ağıtları ile karşılaştım. Uzun süre çalıştığım ilk servisim, becerilerimi geliştirdiğim bu birimde, ilk arrestim , ilk ex, duyduğum ilk ağıtlar, korkularım ve üzerimdeki garip duygular...
Su gibi geçen zaman hepsini anı yaptı.
Servisten ayrılma günü geldiğinde herkesle vedalaştım. İyi kötü bir sürü anı ve tecrübeleri heybeme attım .O zamanlar öğrenci olarak sorumlu hemşirenin staj notumu çok iyi vermiş olmasına sevinmiştim hâlbuki o yaşımda bana nottan çok daha önemli anılar, tecrübeler vermiş.
Aradan geçen iki yıl sonra Bursa ya Uludağ üniversitesi hemşirelik bölümünü kazanıp geldim. O sene nöroloji servisini ziyaret ettim bir yıl sonra aynı hastaneye hemşire olarak döneceğimi bilmeden... Evet sonraki yıl aynı hastaneye atanıp çalışmaya başladım . Okuduğum üniversiteye uzak olduğu için bunu istemiyordum ama belki de hayatın bana karşı planlarından biri buydu staj yaptığım hastaneye hemşire olarak dönmek. İlk iş günüme bu duygularla başladım. Neyse ki aynı servis değildi görev yerim, ancak ben stajerken nöroloji hemşiresi olan iki kişiyle farklı birimlerde çalışma fırsatım oldu. Bu da benim için farklı bir hissiyattı. Bu yüzden halen staj anılarıma ve yanımda çalışan stajerlere çok önem veririm. Bir gün birlikte nöbet arkadaşı oluruz kim bilir ?
Hayatına dokunduğum tüm stajerlerimin hatırında güzel bir anı olarak kalma umuduyla...
Staj yaptığım yerde, bu sefer bir 'Hemşire'