You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yazar: Demet
KONYA-46 yaşındaki Çinli kadın turist, tatil için bir grup arkadaşı ile Konya'ya geldi. Baş dönmesi, bulantı ve kusma şikayetleri olan turist, arkadaşları tarafından Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildi.

Acil Servis önünde istifra ettiği ve kısa süreli baygınlık geçirdiği öğrenilen Çinli turist, tedavi altına alındı.

Çinli turist, '[b]Coronavirüs[/b]' olabileceği şüphesi üzerine özel oda hazırlanarak karantina altına alındı.

Turistten kan örnekleri alındığı öğrenilirken, incelemelerin sürdüğü belirtildi. İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç'ta hastaneye gelerek yetkililerden bilgi aldı.



Evet önlemler alındı lakin, uzak doğu vatandaşı olan ve Türkiye’de rahatsızlanan herkes için koronavirüs şüphesi oluşacak. 

Ve bu insanların nereden ne zaman çıkacağı belli olmuyor. 

Dolayısı ile tüm meslektaşlarımın maske ile çalışmayı özellikle n95 maskeler ile çalışması ihmal etmemesi gerekir. Şüpheli durum olmasa dahi. 

En azından girişimsel işlemlerde hasta ile yakım temaslarda maskeniz takılı olsun. 

Konya Valiliğinden 'coronovirüs' şüphelisi Çin uyruklu hasta halkında bir açıklama yapıldı.

Açıklama şu şekilde:

''Konya Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Servisine 25.01.2020 tarihinde iki gündür devam eden baş dönmesi, bulantı ve kusma nedeniyle coronavirüs enfeksiyonu şüphesi ile muracaat eden Çin uyruklu turist hastaya, hastanede yapılan fizik muayene, tetkik ve görüntülemelerinin değerlendirilmesi sonucunda bening pozisyonel vertigo tanısı konulmuş olup, hastanın tanı ile ilgili tedavileri ve izlemi devam etmektedir.''
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Demet
[Resim: 3849,26jpg.png?0]


1-UMKE’ ye Kimler Katılabilir?

UMKE personeli; çeşitli birimlerde çalışan ve kendi görev tanımları kapsamındaki asli işlerini yapan istekli sağlık personeli arasından seçilir. Bu personel belirlenen eğitim ve faaliyet programına göre yıl içerisinde çeşitli zamanlarda eğitimlere ve tatbikatlara katılır, gerektiğinde olağandışı olaylara müdahale eder. Asli işlerinin yanında UMKE faaliyetlerini yürüten personel, bu faaliyetlerini bakanlık veya valilik görevlendirmesi ile yapar.

UMKE’ye diğer resmi, özel kurum ve kuruluşlardan sağlık personeli katılabilir. Bu kişilerin kıyafet ve donanımları kendi imkanları ile karşılanır. Eğitimleri Bakanlıkça yapılır.

UMKE’nin çalışmalarına destek olmak amacıyla sivil kişiler de UMKE gönüllüsü olarak UMKE üyesi olabilir. Ancak faaliyetler ile ilgili her türlü harcama gideri kendilerine aittir.

UMKE’nin sahada yapacağı müdahalelerde, tatbikatlarda gerekli lojistik, ulaştırma ve diğer teknik işleri yapmak üzere sağlık personeli dışındaki istekli personel arasından UMKE destek personeli oluşturulur.


2-UMKE’ ye nasıl katılabilirim?

UMKE’ye katılmak isteyen personel, dilekçe ile müdürlüğe başvuru yapar. Her personel için UMKE Personeli kayıt formu doldurulur.

Timlere seçilmede isteklilik esastır. Bununla birlikte UMKE personeli olarak kabul edildikten sonra verilen tüm görev ve faaliyetlere katılmak zorunludur.

[Resim: 3851,27jpg.png?0]


3-UMKE’ nin görevleri nelerdir?

Afet veya olağandışı durumlarda aldıkları özel eğitim ve donanımla, kazazedelere olay yerinde, en kısa sürede imkân ve kabiliyetlerini kullanarak uygun yöntemlerle medikal müdahale etmek ve kurtarmak,

Kurtarılan kazazedeleri, en kısa sürede ileri acil tedavi ünitelerine naklini sağlamak üzere ambulanslara, uygun nakil araçlarına ve görevlilerine teslim etmek,

Afetler ve olağan dışı durumlarda diğer sağlık ekiplerinin sunduğu tıbbi yardımların yeterli olmadığı durumlarda ve alanlarda, ekibin kendi donanım, personel ve eğitim imkanları dâhilinde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine destek vermek,

Olay yerinde sağlık hizmetlerinin yönetimini yapmak, triaj, tıbbi müdahale, nakil hazırlıkları, haberleşme ve kayıt yapmak,

Afet birimi ve diğer yerler ile gerekli iletişimi ve bilgi akışını sağlamak,

Faaliyetleri kapsamında ilgili kurum, kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak,

Gerekli hâllerde, yurtdışında meydana gelen afet ve olağan dışı durumlarda sağlık hizmetlerinde görev almak.


4-UMKE Üyeliğinden Ayrılma ve Çıkarılma Halleri Nelerdir?

UMKE üyesi olmak için UMKE’ ye katılan personel zorunlu hâllerde (görevi yapmaya engel hastalık, memurluktan ayrılma vb) bu görevden ayrılabilir.

Bulunduğu ilden tayin vb. nedenlerle başka il’e giden personelin UMKE üyeliği gittiği il’de devam eder.

UMKE personeli, UMKE sorumlusu veya Bakanlık tarafından ilgili faaliyete çağırıldığında geçerli mazeret olmaksızın bir yıl içerisinde iki faaliyete katılmaması hâlinde UMKE’ den çıkarılır.

UMKE’ nin yapacağı bölgesel kamp, ulusal kamp, eğitim faaliyetleri ve diğer aktivitelerde kişilik ve sağlık mesleği ahlakına yakışmayacak fiil ve uygulamalarda bulunan personel, UMKE sorumlusunun veya ilgili faaliyetteki sorumlu amirin ve diğer UMKE personelinden en az iki kişinin yazılı tutanağı ile Müdürlüğe bildirilir ve Müdürün uygun görüşü ile UMKE’ den çıkarılır.

Sahada veya diğer UMKE faaliyetlerinde; UMKE içerisinde tim liderinin talimatlarına riayet etmeyen ve ekibin bütünlüğünü bozan fiillerde bulunan personel; UMKE sorumlusunun ve diğer personelden en az iki kişinin yazılı tutanağı ile yetkili amire bildirilir ve Müdürün uygun görüşü ile UMKE’ den çıkarılır.

UMKE’ den çıkan personel her türlü donanımı, malzemeyi, dokümanı ve kimliğini birime teslim eder.



UMKE online başvuru; https://asos1.saglik.gov.tr/Personnel/Um...gisterForm


UMKE maaş veya ücret alır mı?

Bu durum zaman zaman çok karışıklığa neden olsa ve UMKE nin aslında gönüllülük esasına dayanan bir ekip olduğu unutulmaması gerekse de ücret alıyorlar.

Bu ücret nöbet ücreti şeklinde görev yaptıkları zaman ödenen bir ücret daimi değil.

Yani icap veya görev durumlarında; nöbet ücreti veya icap nöbet ücreti alıyorlar, buda acil serviste çalışıyormuş gibi artırımlı olarak ödeniyor.

[Resim: bvqQQG.png]
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: PhD. Sabancı
[Resim: 18402580_1514797421885965_76617095845176...e=5E940E7E]

Deprem konusunda Elazığ'da yaşanan üzücü olaylar karşısında elimizden geleni yapmaya çalışırken, siz sağlık çalışanları ile bir bilgi de paylaşmak istedim. 

Depremlerde: (travmanın doğrudan etkisinden sonra) en sık ölüm nedeni crush (ezilme) sendromu.

Crush Sendromu; ezilme biçiminde yaralanma,  uzun süreli sıkışma ve hareketsizlik sonucunda ortaya çıkar.  Belirgin doku zedelenmesi ve kas nekrozu vardır. 

Kasların aşırı derecede ezilmesi, hızlı ve etkili bir tedavi uygulanmadığı durumda ölümle sonuçlanabilecek bir sürece ilerleyebilir. 

Crush Sendromu'nda ölüm nedeni ileri derecede hipovolemik şok, hiperkalemi, hipokalemi, metabolik asidoz, akut myoglobulinürik böbrek yetmezliği ve kompartman sendromudur

Şokun temel nedeni hücre dışı sıvının büyük bölümünün zedelenen kaslarda birikmesidir. Şok gelişimi; zedelenen kaslardaki azot oksite bağlı damar genişlemesi, hiperkalemi ya da hipokalemi ile hızlanarak tüm dolaşım sistemini olumsuz etkiler.

Deprem felaketlerinin üzerinden günler geçmesine karşın yıkıntıların altından çok sayıda canlı insanın çıkarılabileceğini unutmamalıyız

  Crush Sendromunun Birinci Aşama Tedavisi

Crush Sendromunun genel ve böbrekler üzerine olumsuz etkilerini önlemek için çok erken ve hızlı davranmak gerekir.

1. Yıkıntı altında kalmış bir insanın serbest bir ekstremitesini gördüğünüzde saatte 1,5 litre gidecek hızda izotonik NaCl solusyonu takınız.
2. Vücudunun tamamen serbestleştirilmesi için 45 ile 90 dakika geçebilir. Bu aşamada da solüsyonu uygulamayı sürdürünüz.
3. Hastayı yıkıntıdan çıkarınca öncelikle idrar çıkarıp çıkarmadığını bakınız. Bu amaçla Foley kateteri takınız. 
4. İdrar çıkaramayan hastalarda öncelikle hipovolemi bulgularını (kan basıncı düşüklüğü, filiform nabız, soğuk terleme...) arayınız. Bulgular varsa en uygun solüsyonları (kanamalı hastalarda kan, plazma, izotonik NaCl) kullanarak hipovolemiyi tedavi ediniz. İdrar çıkarmamakta ise, hastaya tüm çıkardığı sıvılardan yaklaşık 1000-1500 ml daha fazla sıvı veriniz. Serum elektrolitlerine bakma olanağı bulunmayan durumlarda kesinlikle potasyum içeren solüsyonları uygulamayınız.
5. Yıkıntıdan çıkarıldıktan sonra, az miktarda bile idrar akımı saptanan hastalarda bir sağlık kuruluşuna gidene dek mannitol-alkali diüretik tedavisine başlayınız. Bu tedavi hiperpotasemi ve akut böbrek yetmezliğine karşı korunmada çok etkindir.

Mannitol-alkali solüsyonu:

1000 cc %0.045 NaCl+ %5 Dextroz serumu içine 4 ampul NaHCO3 ve 50 ml %20  Mannitol solüsyonu konularak hazırlanır.

Bu solüsyonun verilmesiyle birlikte hastanın idrar çıkışını izleyiniz. İdrar yanıtı alınan 75 kg ağırlığındaki genç bir erişkine bir gün içinde bu solüsyondan 12 litreye ulaşan dozlarda verilebilir. 12 litrelik solüsyon için 8 litreye ulaşan diürez yanıtı beklenir. Bu uygulamayı miyoglobinüri ortadan kalkana kadar (yaklaşık travmadan sonraki 3 gün) sürdürünüz. 36. saatten sonra bikarbonat uygulamasını giderek arttırabilirsiniz.

Söz konusu uygulama ile hiperpotasemi ve asidozu kontrol edecek, akut böbrek yetmezliği riskini en aza indireceksiniz.

Crush sendromlu hastalarda pozitif sıvı bilançosu gereklidir; çünkü hasara uğramış kaslar arasında aşırı miktarda sıvı geçişi olabilir. Bu nedenle ilk 24 saatlik sürede sıvı verilmesi yönünden 4-5.5 lt kadar önde olabilirsiniz. Ancak dikkat ediniz; bu solüsyonu ya da başka herhangi bir solüsyonu hiç idrar çıkarmayan hastalara bu kadar fazla miktarda vermeyiniz, aksi halde sıvı yüklemesi ve akut sol kalp yetersizliği ortaya çıkacaktır.

Hiperpotasemik aritmi riski olmadığı sürece Crush sendromunda rutin kalsiyum infüzyonu gerekli değildir.


Crush Sendromunun İkinci Aşama Tedavisi

Crush sendromu akut tubuler nekroza yol açarak ölüme neden olabilir. Bu tabloda hasta önce oligürik bir dönemden geçer; çoğu kez 1-3 haftalık süre sonunda tubuluslarda regenerasyon başlar, idrar miktarı giderek artar, hasta poliüriye girer ve iyileşir. Crush sendromunun tedavisinde amaç hastayı bu süre boyunca hayatta tutmaktır. Tedavi oligürik dönem ve poliürik dönem tedavisi olarak ikiye ayrılır.

I. Oligürik Dönemde Tedavi

Bu dönemdeki tedavi iki başlık altında toplanır:

  Konservatif Tedavi:

1. Böbrek fonksiyonlarını bozan faktörleri tedavi ediniz. Prerenal faktörleri ortadan kaldırınız, enfeksiyonları tedavi ediniz, toksik maddeleri ve ilaçları kesiniz. Nefrotoksik ilaçların (örneğin; nefrotoksik antibiyotik, NSAI) verilmesi böbrek lezyonunun iyileşmesini çok geciktirir. Bu grup ilaçları hastalara hiç vermeyiniz; mutlaka vermek zorunda kalırsanız böbrek fonksiyonlarına göre doz ayarlamalarını yapınız.

2. İdrar miktarını arttırmaya çalışınız.    Aşağıdaki ilaçları uygulayabilirsiniz:
Mannitol: 3 ile 5 dakika içerisinde kg başına 0.2 g dozunda, (örneğin; 70 kg'lık bir hastaya %20'lik solüsyondan 70 ml (14 g) mannitol verdikten sonra 2-3 saat süreyle hastayı izleyiniz. Saatlik idrar miktarının 30-50 ml olması durumunda uygulamaya yanıt aldığınızı düşünebilirsiniz. Bu durumda hem intravenöz sıvı tedavisini sürdürünüz, hem de bölünmüş dozlarda günde 100 g kadar mannitol veriniz. 

Furosemid: Mannitole yanıt alamadığınız durumlarda ya da hemen başlangıç döneminde  yüksek dozlarda (100-200 mg) furosemid de deneyebilirsiniz.
Dopamin: Diüretiklere yanıt alınmayan bazı olgularda düşük doz (1-3 mcg/kg/dk) dopamin infüzyonu ile böbrek kan akımını arttırarak idrar miktarını çoğaltabilirsiniz.
Bu önlemlerle diürez sağlanmazsa bu tedavilerde ısrar etmeyiniz ve bu ilaçları kesiniz.

İdrar miktarının arttırılması yaşamsal önem taşımaz; herhangi bir neden ile uygulamazsanız sorun yapmayınız.

3. Sıvı-elektrolit dengesini sağlayınız.
Hastanın hergün tartılması ve günlük aldığı-çıkardığı sıvıların hesaplanması sıvı dengesinin sağlanması yönünden çok önemlidir. Kural olarak, bir gün önce çıkarılan sıvı miktarından (idrar+ diğer kayıplar) 500 ml daha fazla olacak biçimde sıvı veriniz. Crush sendromunda "diğer kayıplar"  olarak nitelenen sıvı kayıpları, yara yüzeyinden sıvı sızması ile bir günde 4-4,5 litreye kadar varabilir. Serum sodyum düzeyi de, verilmesi gereken sıvı miktarı için yol gösterici olabilir. Serum sodyumunun azalması total sıvı miktarının fazla olduğunu, serum sodyumun artması da total sıvı miktarının az olduğunu düşündürür. En iyisi ilk fırsatta hastaya santral venöz basınç kateteri takmanız ve buna göre vereceğiniz sıvıyı planlamanızdır.

Crush sendromunda en sık rastlanan ölümcül elektrolit dengesizliği hiperpotasemidir.

Serum potasyum düzeyi ile EKG değişimleri parelellik gösterir:
6-7 mEq/L; yüksek, sivri, dar T dalgaları,
8 mEq/L; P dalgalarının kaybı ya da QRS ile ilişkisini kaybetmesi,
10 mEq/L; geniş aberran QRS kompleksleri,
11 mEq/L; bifazik defleksiyonlar (QRS-ST-T dalga karışımı),
12 mEq/L; ventrikül fibrilasyonu ya da cardlao standstill görülür.

Yüksek T dalgaları hiperpotasemi için özgün değildir. Bu tip dalgalar; sağlıklı kimselerde, miyokard, kafa içi kanamada, kardiyak rüptür ve hemoperikardda görülebilir.

Hiperpotaseminin Acil Tedavisi:

Serum potasyumun düzeyi 7 mEq/L'den fazla ise ve EKG değişiklikleri varsa acil tedavi gerekir. Tedaviyi aşağıdaki sıraya göre yapınız.

1. Kalsiyum glukonat: Serum potasyumu 8 mEq/L'den yüksek olan hastalara uygulayınız. %10'luk solüsyondan 10-30 ml'yi, 2 ile 5 dakika içinde IV yoldan veriniz. Bu sırada hastayı EKG ile izleyiniz ve hiperpotasemi bulgusu geçince infüzyonu kesiniz. Bu uygulamanın etkisi hemen başlar ve 1 saat içinde kaybolur. 

2. Hipertonik sodyum bikarbonat  %8.4'lük sodyum bikarbonat ampullerinden 50 ml'yi %5 dekstroz solüsyonu ile sulandırınız ve yarım saat içinde IV yoldan veriniz. Etki 15 dakika ile yarım saatte başlar ve 1-2 saat sürer.

3. Hipertonik (%20-30) dekstroz solüsyonu her 5 gr dekstroz için 1 ünite kristalize insülini, 2 saatte 500 ml'ye varan hızda ve olanaklı ise büyük bir venaya veriniz. Örnek: 500 cc %20'lik dekstrozda 100 gr dekstroz var; bu seruma 100/5=20 ünite kristalize insülin koyacaksınız.

Serum potasyumu yarım ile 1 saat içinde düşmeye başlayacak ve 3-4 saat süreyle düşük kalacaktır. İnfüzyonu ani olarak kesmeyiniz, çünkü hipoglisemi gelişebilir. Hipertonik tedaviden sonra insülinsiz %5 dekstroz veriniz. Acil hiperpotasemi tedavisinin sonucunu izlemek için sık olarak EKG kontrolleri yapınız.

Hipokalseminin Tedavisi:

Kalsiyum glukonat %10’luk solüsyondan 10-20 ml dakikada 2 ml’yi aşmayan bir hızda yavaş olarak IV yoldan verilebilir.  Bu amaçla %10’luk kalsiyum klorür solüsyondan 10 ml kullanılabilir.

Eğer belirti ve bulgular ağır ise, kalsiyum glukonatı sürekli IV infüzyon biçiminde de verebilirsiniz. Bir erişkine, ortalama olarak 100 ml %10’luk kalsiyum glukonat solüsyonun 1000 ml %5 dekstroz solüsyonuna karıştırılması sonucunda hazırlanan karışımın 4 saatlik bir süre içinde verilmesi ile hipokalsemiyi tedavi edebilirsiniz.
 
Kan trasfüzyonu sırasında karşılaşılan sitrat toksisitesine bağlı hipokalsemiyi önlemek için bir saat içinde 1000-1500 ml’den daha fazla banka kanı uygulamayınız. Her 1500 ml kan için 10 ml kalsiyum glukonat vererek transfüzyona bağlı hipokalsemiyi önleyebilirsiniz. Digitalize hastalarda IV kalsiyum verilmesi kontrendikedir.
Hafif ya da kronik hipokalsemi durumunda kalsiyum tuzları günde 1-3 gr dozunda oral yoldan verilebilir.

Hiperfosfatemi Tedavisi

Crush sendromunda hiperfosfatemiye de oldukça sık rastlanır. Protein kısıtlaması hiperfosfatemi tedavisi için de yararlıdır. Yemeklerden sonra 30-60 ml alüminyum hidroksit kullanılması ile diyetteki fosforun emilimini engeleyebilirsiniz. Diyaliz uygulaması fosfor uzaklaştırmanın en etkin yoludur.

4. Asit-Baz dengesini sağlayınız.
Serum bikarbonat düzeyi 11 mmol/L’nin altına inmedikçe parenteral bikarbonat vermeyiniz. Alkali verilerek asideminin hızla düzeltilmesi iyonize kalsiyum düzeyinin azalmasına ve bunun sonucunda tetaniye yol açabilir. Daha ağır asidoz tablosunda hem parenteral alkali uygulaması yapınız hem de diyalize başvurunuz.

5. Diyeti ayarlayınız.
Böbrek yetmezliğinde diyette ilk aşama günlük protein alımının kısıtlanmasıdır. Bu amaçla, diyaliz uygulanmayan hastalara günde 0.6 g/kg (40 g proteinli diyet) ve esansiyel aminoasitlerden zengin protein veriniz. Protein katobolizmasını önlemek için, hastalara günde en az 100 g karbonhidrat veriniz. Negatif azot dengesinden korunmak için, yağ ile ek kalori alımı da önemlidir. Kalori alımını 35-50 kal/kg/gün  düzeyine kadar çıkarmak gereklidir. Suda eriyen vitamin ve minarellerin verilmesine dikkat ediniz.


Diyaliz Tedavisi:

Endikasyonları:
1. Azotlu madde retansiyonu: Kan üre azotunun (BUN) 100 mg/dl’nin ya da serum kreatinin düzeyinin 8 mg/dl’nin üzerine çıkması,
2. Elektrolit dengesizliği; hiperpotasemi (serum potasyumunun 7 mEq’den fazla olması) ve hiponatremi,
3. Asidoz: Kan pH’sının 7.1 ya da serum bikarbonat düzeyinin 11 mEq/L’nin altına indiği durumlar,
4. Sıvı yüklenmesi,
5. Üremiye bağlı klinik yakınmalar (üremik perikardit, bilinç bulanıklığı, inatçı bulantı ve kusmalar) diyaliz endikasyonudur.

Proflatik diyaliz: Crush sendromunda bu endikasyonların hiçbiri olmasa bile diyaliz yapmakta sakınca yoktur.

Kontrendikasyonları:

Akut böbrek yetmezliği olan hastalarda diyaliz kesinlikle hayat kurtarıcı bir tedavi biçimidir. Bu nedenle, herhangi bir tıbbi sorun diyaliz uygulaması için kontendikasyon oluşturamaz. Hastanın klinik tablosu periton diyalizi veya hemodiyaliz uygulamaları için teknik yönlerden risk oluşturacak ise, diğer alternatif tedavilere (örneğin; hemofiltrasyona) geçiniz.

II. Poliürik Dönemde Tedavi

Akut tubuler nekrozun poliürik evresinde, verilmesi gereken sıvı miktarının belirlenmesi çok önemlidir. Yetersiz sıvı verilirse böbrek kanlanması bozularak yeniden tubuler hasar oluşabilir. Bu dönemde hastanın bir gün önce çıkardığı sıvı miktarından  500-1000 ml daha fazla sıvı verilmesi uygundur. Verilen sıvının dengeli olduğunun göstergesi her gün tartılan hastanın kilo miktarında dramatik değişikliklerin görülmemesi; hastada ödem, yüksek tansiyon, venöz dolgunluk gibi sıvı fazlalığı bulgularının ya da dehidratasyon, tansiyon düşüklüğü, turgor azalması  ve filiform nabız gibi sıvı yetersizliği bulgularının saptanmamasıdır.

Dikkat edilecek noktalardan biri de yeterince olgunlaşmamış tubuluslardan fazla miktarda elektrolit kaybedilmesidir. Yakın biyokimyasal izlem ile eksilen elektrolitleri tamamlayınız.

Çoğu kez poliürinin başlangıcından 2-3 hafta sonra tubulus işlevleri düzelir ve günlük idrar miktarı da azalmaya başlar. Öte yandan, hastanın klinik ve laboratuvar bulguları düzelmiş ise sürekli olarak çok fazla miktarda sıvı verilmesi poliürinin sürmesine yol açar . Bu nedenle kan biyokimyası normale döndükten sonra yakın klinik ve laboratuvar gözlemi altında hastaya verilen sıvı miktarını kısıtlayınız. Bu aşamada hastaya bir gün önce çıkardığı sıvının 2/3’ünden 500-1000 ml fazlasını veriniz.

Ancak, sıvı kısıtlamasına karşın poliürinin sürmesi, Tilt fenomenin pozitifleşmesi, arteriyel kan basıncının düşmesi ya da azotlu madde retansiyonunun yine artması tubulus işlevlerinin henüz düzelmediğinin göstergeleridir. Bu durumda verilen sıvı miktarını yine kısıtlama yapılmadan önceki düzeye çıkarınız. Yaklaşık bir hafta bekledikten sonra yukarıda sözedilenden daha az miktarda sıvı kısıtlaması yaparak verilen sıvı miktarını yine azaltınız. İdrar miktarının da sıvı kısıtlamasına parelel olarak azalma göstermesi ve kan biyokimyasının normal bulunması durumunda, hastayı susama hissinin gerektirdiği miktarda sıvı alması konusunda uyarınız ve 3-4 gün sonra kontrole çağırarak taburcu ediniz.



Kaynak; Dr. Mehmet Sever Prof., İstanbul  Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi; ttb.org
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hemşire
Bir sabah, çocuğunuz klasik hastalık belirtileri ile uyanır: Burun akıntısı. Boğaz ağrısı. Vücut ağrıları. Sıcaklığını kontrol ediyorsunuz: Yüksek. Soğuk algınlığı mı yoksa grip mi? Ve grip ise, ne yapmalısın?

Grip olup olmadığı nasıl anlaşılır

Grip ve soğuk algınlığının her ikisi de virüslerden kaynaklanır ve semptomlar benzer olabilir - tıkalı veya burun akıntısı, ağrılı kaslar, yorgunluk, boğaz ağrısı, ateş veya baş ağrısı. En büyük fark, çocuğunuzun bu semptomları ne kadar hızlı hissettiği ve ne kadar kötü olduğu.

Birkaç gün içinde soğuk algınlığı onun üzerinde sürünecek gibi görünecek, ancak grip daha çok sürpriz bir saldırıya benziyor: çok hızlı bir şekilde çok hasta hissedecek. Ve soğuk algınlığı ile ateş çekebilmesine rağmen, grip neredeyse her zaman birine neden olur, bu da onu yorgun, ağrılı ve zayıf hissettirebilir. Çocuklar da griple birlikte kusma ve ishal yaşamaya daha yatkındır. Genel olarak, grip belirtileri sadece kafada değil, tüm vücutta görülür.

Sonraki Adımlar

Doktora gidin. Grip genellikle bir hafta kadar sonra kendi kendine gider, ancak bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara neden olabilir. 5 yaşın altındaki çocukların, özellikle de 2 yaşından küçük çocukların, astım gibi diğer sağlık durumları olan çocukların da bu sorunları yaşama olasılığı daha yüksektir. Çocuğunuzun grip olabileceğini düşünüyorsanız çocuk doktoruna bildirmeniz önemlidir.

Semptomları yönetin. Küçük hastalarınızın ihtiyaç duyduğu en önemli şeyler bol miktarda dinlenme ve sıvıdır. Küçük çocuklar için güvenli olan tezgah üstü soğuk algınlığı veya grip ilaçları yoktur, ancak asetaminofen veya 6 aydan büyük çocuklar için ibuprofen vermeyi deneyebilirsiniz. (Çocuklara aspirin vermeyin.) Ateşi düşürmeye ve ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilirler. Çocuğunuzda kötü bir öksürük varsa, doktorunuz öksürük ilacı da reçete edebilir.

Antiviral ilaçlar hakkında sorun. Virüsün vücudun içinde çoğalmasını önleyerek gribi tedavi edebilen reçeteli ilaçlardır. Ancak iyi çalışmak için, çocuğunuzun semptomları ilk ortaya çıkmasından sonraki 48 saat içinde en kısa sürede almaya başlaması gerekir. Muhtemelen hap, sıvı veya inhaler formunda gelen ilacı 5 gün boyunca alacaktır. Antiviral ilaçlar grip semptomlarını hafifletebilir ve daha iyi olmasına yardımcı olabilir. Çalışmalar ayrıca insanları pnömoni gibi diğer ciddi sağlık sorunlarına yakalanma olasılığını azalttığını söylüyor.

Ne zaman yardım alacağınızı bilin. Grip komplikasyonlarının herhangi bir belirtisine dikkat etmek önemlidir. Çocuğunuzun 48 saatten uzun süre yüksek ateşi varsa, hastalanırsa veya daha iyi değilse çocuk doktorunuzu bilgilendirin.  Küçük çocuklar için herhangi bir ateş için doktora başvurun. 

Diğer önemli olanlar dehidrasyon belirtileri (kuru gözler ve ağız, çok az idrar), olağandışı nefes alma (hırıltılı solunum, nefes nefese kalma veya derin bir nefes almada zorluk) veya dudaklara veya yüze mavimsi bir renk tonu içerir. 


Ne Zaman Okula Dönebilirler?

Grip çok bulaşıcıdır, bu nedenle hasta hissetmeye başlarsa çocuğunuzu evde tutmak önemlidir. Ateşi en az 24 saat çıkmazsa -ateş düşürücü ilaç kullanmadan - onu sınıfa geri göndermek güvenlidir.
Yorumlar Yorum Yok

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler: 3,445
Son Üye: ellokitty
Toplam Konular: 2,615
Toplam Yorumlar: 4,473

Kimler Çevrimiçi

Toplam: 48 kullanıcı aktif Bot
0 Kayıtlı
» 47 Ziyaretçi

Son Aktiviteler

TUS, USML, DUS sınavları ...

Son Yorum: pearl 10-05-2024, Saat: 08:25

Atatürk'ün Çocukluk Anısı...

Son Yorum: Serdar102 22-04-2024, Saat: 18:16

23 Nisan Ve Cumhuriyet Şi...

Son Yorum: Serdar102 08-04-2024, Saat: 18:04

Alinur Aktaş

Son Yorum: Uzi 05-04-2024, Saat: 13:21

Azı dişim çekildi diş eti...

Son Yorum: ysfkelebek 28-03-2024, Saat: 21:48

Başkomutan Mustafa Kemal ...

Son Yorum: Serdar102 26-03-2024, Saat: 19:57

Karşılıklı kaynak paylaşı...

Son Yorum: drbed 15-03-2024, Saat: 13:46

beyinde sorun

Son Yorum: nuhy1 14-03-2024, Saat: 18:13

Antalyaya ve izmire yeni ...

Son Yorum: analizci 10-03-2024, Saat: 11:32

Nefes Alma Problemi ve Bu...

Son Yorum: Darkwatch 09-03-2024, Saat: 12:13

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren MediFORUM - Türkiye'nin sağlık forumu sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.